Glioblastoma olarak bilinen kanser agresif bir şekilde sağlıklı beyin dokusuna sızar. Yetişkinlerin ve çocukların çoğu, beynin destekleyici glial hücrelerinde ortaya çıkan yüksek derecede kötü huylu tümör olan IV. Derece ile teşhis edildikten sonra bir ila iki yıl içinde ölürler. Dana-Farber Kanser Enstitüsü'ndeki pediatri profesörü ve Dana-Farber Kanser Enstitüsü'ndeki pediatri nöro-onkoloğu Harvard Tıp Fakültesi Doçenti Mariella Filbin, “Sağkalımı artıran kemoterapi yok” diye açıklama yaptı. Boston Çocuk Kanseri ve Kan Hastalıkları Merkezi. “Başa çıkamadığımız çok kısır bir tümör.” Diye ifade etti Dr. Filbin, geçen hafta İnternette yayınlanan ve bu kötü anlaşılmış tümör hakkında şaşırtıcı bir keşifte bulunan bir araştırmanın ilk yazarlarından biriydi: Hangi genetik mutasyonun glioblastomaya yol açtığından bağımsız olarak, her biri dört farklı hücre tipi arasında kolayca değişebilien yapıya sahip ve tedavide ayrı ayrı hedeflenmesi gerekirmektedir dedi. Tümör profili, Hücre Hücre İncelendi Genellikle okul çağındaki çocuklarda tanı konulan çocukluk çağı glioblastomu, John McCain, Ted Kennedy ve Beau Biden'i öldüren yetişkin glioblastomuna benzerlik göstermektedir. Genetik olarak bakıldığında tamamen farklıdır. Birçok çocukluk çağı kanseri gibi, çeşitli hücre fonksiyonlarını düzenleyen erken beyin dokusu gelişimi genetik mutasyonlar sonucunda normal girmesi gereken yolu kaçırır. Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde, glioblastoma birçok şekilde olabilir - bu nedenle kanserin tam adı glioblastoma multiforme'dir. Ancak, eskiden her hastada tüm tümör hücrelerinin aynı olduğu düşünülmüştü. Bu doğru olmadığı ortaya çıkıyor. Tümör bir mozaiktir. Çünkü yazarların hiçbiri tek bir laboratuvarda aynı işi tek başına yapamaması nedeniyle Dr. Filbin, Massachusetts General Hospital'daki HMS patoloji profesörü Mario Suva'nın laboratuarında Cyril Neftel ile birlikte çalıştığını; Julie Laffy, Rehovot, İsrail'deki Weizmann Bilim Enstitüsü'nden Itay Tirosh'un laboratuarında; ve San Diego'daki Toshiro Hara ise Salk Biyolojik Etütler Enstitüsüde ayrı ayrı laboratuarlarda çalışarak benzer sonuçları elde ettiler. Bu araştırmacılar, yayını ortaya çıkarırken ki katkıları eşitti ve sekiz çocuk ve 20 yetişkinden gelen tümörleri hücre hücre inceleyerek analiz ettiler. Sonuçta, her hücrenin RNA'sını sıralayarak 24.000'den fazla hücreyi profillediler. DNA’yı bilgisayarın makinası (hardware) olarak görürsek RNA “transkriptome” ise, hücrenin hangi proteinleri ürettiğini (hücrenin ne yaptığını ve içinde bulunduğunu gösteren) bir değer sağlayan bir yazılıma (software) benzer. Filbin, “Tekil hücrelere bakarsanız, birbirlerinden çok farklılardı” dedi. “Bazıları daha olgunlaşmamış, kök benzeri hücrelerken; bazıları farklılaşan hücrelerdi; ve bazıları artık bölünmeyen olgun hücrelerdi. ” Birinden Birine Dönüşme Ekip, dört farklı tümör hücresi tipini ayırt etti. Her tip, normal gelişim gösteren beyin hücrelerinin farklı tiplerine yakından benziyordu: nöral progenitör hücreler, oligodendrosit progenitör hücreler, astrositler ve mezenkimal hücreler olarak dört gruba ayrılabilirdi. Farklı hücre tiplerinin oranları, hastanın kanserini yönlendiren genetik hasara göre değişmiştir (artan PDGFRA, CDK4 veya EGFR kopyaları veya NF1'in değişimleri). Ancak her hasta dört tümör hücresi tipinin hepsine sahipti. Daha da kötüsü, dört hücre tipi birbirinin içinde değişebiliyordu. Çalışma, glioblastomaların oldukça değişken olduğunu, hücre tiplerinin zaman içerisinde ve kanser tedavilerine maruz kaldıklarında kolayca mordifikasyon yaptığını buldular. Araştırmacılar dört tip hasta tümör hücresinden herhangi birini farelere enjekte ettikleri zaman,bu tek hücrenin farelerde dört hücre tipini de içeren tümörlere döndüğünü gördüler. Dr. Filbin, “Bu, tek hedefli ilaçların başarısızlığını açıklıyor” dedi. “Siz bir hücre tipi için tedavi verdiğinizde tümörler başka bir tipe dönebilir ve ilaç tedavilerimizden kaçabilirler ve bu onlar için çok kolaydır” diye ifade etti. Kanser hücre ‘hiyerarşilerini’ ortaya çıkarmak Son zamanlarda, Dr. Filbin ve meslektaşları, başka bir ölümcül tümör olan yaygın intrinsik pontin gliomu (DIPG) olarak da bilinen yaygın orta hat gliomunu profillemek için tek hücreli RNA dizilimi kullandı. Belirli bir mutasyonun neden olduğu tümörlerde, tümörün yayılmasını körükleyen kök hücrelere benzer şekilde sürekli bölünen ve çoğalan, hileli, olgunlaşmamış tipte bir hücre buldular. Glioblastomdan farklı olarak, DIPG hücrelerinin sadece bir yönde dönüşüm söz konusu idi: burda sadece birkaç hileli hücre daha olgun hücrelere dönüşebildi. Bu, araştırma için yeni bir yaklaşım sunmuştur: Burda “tek yönlü hiyerarşi” söz konusudur. “Çocuk ne kadar küçükse, tümörler o kadar immatürdür ve o kadar da tek yönlü olduğunu düşünüyoruz, çünkü tüörün bürümesi erken beyin gelişime çok benziyorlar” dedi. “Büyük çocukların ise glioblastoma paternini takip etmesi daha muhtemel olabilir.” Glioblastomanın tedavisi Yazarlar, glioblastomaya gelince, yeni bulguların, dört tümörün tümünü aynı anda hedefleyen kombinasyon tedavilerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Dr. Filbin ve arkadaşları, hücre durumunu değiştirmeyi amaçlayan farklı gen düzenleme yaklaşımları ve ilaç kombinasyonlarını denemeyi planlıyor. Bu tür ilaçlar, tümör hücrelerini olgunlaşmamış bir durumda tutan moleküler yolaklara tıkayabilir veya DNA'nın, hangi RNA'nın kopyalanacağını belirleyen kromatine paketlenmesini hedefleyebilir. Dr. Filbin, “Bu kısır tümörlere yeni teknolojilerin uygulanması bize, onları birkaç yıl önce düşünülemeyen yepyeni bir seviyede neyin tahrik ettiğini anlama fırsatı veriyor” dedi. “Bu bulguları alma ve nihayetinde onları yeni terapilere dönüştürme zamanı geldi.” Kaynak: Harvard Medical School July 25, 2019
|